İletişim Başkanı Altun’dan ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ övgüsü: İstiklal ve istikbalimiz için büyük bir adım
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul Üniversitesi’nde Cumhuriyetin 100.Yılı ve Türk Bürokrasisi Paneli’nde konuştu. Burada açıklamalarda bulunan Altun, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi esas itibarıyla, siyasetin günlük kısır tartışmalarından sıyrılarak, istiklal, istikrar ve istikbalimiz için büyük bir adım olmuştur. Kuvvetler ayrılığı keskin bir şekilde tesis edilmiş; idarede hızlı karar alma ve uygulama dönemi başlamış, denge ve denetleme mekanizması daha etkin bir hale gelmiştir” dedi.
Fahrettin Altun, konuşmasının devamında; “Osmanlı Devleti’nin son döneminde kendilerine devleti ve toplumu modernleştirme görevini ve bu doğrultuda adımlar atma görevi biçen bürokratik elitler, ‘Batılılaşma’ adı altında yapılan bir dizi reformun da öncülüğünü yapmışlardır. Bu yönüyle Türk bürokrasi tarihi Batılılaşma ve modernleşme tarihimizin önemli bir bileşeni, önemli bir parçasını teşkil eder. Devleti kurtarma refleksi, Cumhuriyetimiz kurulduktan sonra toplumu aydınlatma ve dönüştürme misyonuna yerini bırakmış, aydınlanmacı ve yer yer jakoben tutum tarihsel olarak Türk bürokrasisini etkisi altına almıştır. Kendisini değişim ve modernleşme talebinin temsilcisi olarak gören bürokratik elitler süreç içinde statükocu güçler olarak eleştirilir olmuştur. Çok partili hayata geçiş sonrasında siyaset sahnemiz, adeta bürokratik elitlerle siyasi elitler arasındaki mücadelenin mekanına dönüşmüştür. Seçimlerle iktidara gelen siyasi elitlerin iktidar alanı, darbelerle yeniden kendisine alan bulan bürokratik elitler tarafından daraltılmıştır. Askeri bürokrasi uzun yıllar demokrasimize yönelik bu müdahalelerin bizzat aracı olmuştur. 1960’da başlayan bu vesayetçi süreç 2000’li yıllara kadar devam etmiştir. Ne yazık ki bu süreçte yönetenlerle yönetilenler arasındaki mesafe açılmış, bürokrasi bir oligarşi olarak adlandırılmaya başlanmıştır. Modern siyaset tarihimiz boyunca bürokratik oligarşinin siyasetle giriştiği her güç mücadelesi de ne yazık ki ülkemize büyük kayıplar verdirmiştir. Bu noktada hiç şüphesiz, 2000’li yıllar Türk siyasal hayatında yeni bir dönemin başlangıcını ve önemli bir dönüşümü işaret eder. İktidara geldiği ilk yıllarda, vesayetçi zihniyetin sultasındaki merkezi bürokratik direnç bu süreçte elbette kendisini göstermiştir. Fakat bu yıllardan itibaren Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, statükocu olarak niteleyebileceğimiz bürokrasiyle mücadelede olağanüstü bir kararlılık sergilenmiştir. Pek tabii vesayetçiler, bu durum karşısında meşru ve seçilmiş iktidarın devlet yönetimindeki etkisine karşı tüm imkanlarıyla direnişe geçmiştir. Fakat Sayın Cumhurbaşkanımız bu meydan okumanın üstesinden halkın geniş kesimlerinin desteğini de alarak gelmiştir.” dedi.
Altun, “Bu doğrultuda, Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanlığı döneminden itibaren kamusal alanda bürokratik yapıların temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasına müdahale edemeyeceğini açık ve net bir şekilde savunmuştur. Bu yaklaşım çerçevesinde adımlar atmıştır. Dahası, temel hak ve özgürlükler noktasında güven veren açıklamalar ve reformlarla bürokratik vesayete karşı güçlü bir performans, güçlü bir duruş sergilemiştir. 2000 sonrası dönemin ilk yarısında Cumhurbaşkanımız Başbakan olarak o dönemde güçlü bir mücadele ortaya koymuş, bürokrasiyi, tam da olması gerektiği gibi kamu hizmeti aygıtı noktasına çekmek için görünür bir mücadele ortaya koymuştur. Cumhurbaşkanımız başkanlık ettiği hükümetlerde kuşkusuz bürokratik oligarşilerle ve bürokatik oligarşilerin üzerinden ciddi dirençlerle karşılaşmıştır. Son 10 yılda Türkiye’ye yönelik yeni nesil müdahale, darbe ve işgal girişimlerinde bu türden bürokratik dirençlerin ne denli zararlı etkilerinin olduğunu milletçe gördük. Hamdolsun ki bütün bunlarla Sayın Cumhurbaşkanımız güçlü liderliği ve maharetli siyasetiyle başa çıkmayı başarmıştır.” şeklinde konuştu.
“Tüm bu sürecin sonunda, bugün şu gerçeği çok açık ve net bir şekilde ifade etmemiz gerekiyor” ifadesini kullanan Altun, “24 Haziran 2018 tarihinde hayata geçirilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türk siyaset ve bürokrasi tarihinde büyük bir dönüm noktası teşkil etmektedir. Bu tarihi bir başarıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yönetsel krizlere son veren son derece mühim bir adımdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde halkın özgür iradesi ve demokratik seçimle göreve getirdiği Cumhurbaşkanı’nın söylem ve mesajları, bürokrasi kanadında çok hızlı bir şekilde etkisini göstermektedir. Siyasi iradeyle çatışmayıp, yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanı’nın koordinasyonunda çalışan bürokratik yapı artık vatandaşa hizmet noktasında daha işlevsel, şeffaf ve verimli bir yapıya bürünmüştür. Bütün bunlar hesap verilebilir bir bürokratik yapının kurumsallaşmasını beraberinde getirmiştir. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi; Türkiye’de etkin bir bürokratik yapının inşa edilmesine de olanak sağlamış, Türk bürokrasisini daha verimli hale getirmiş ve etkin denetimin sağlanabilmesi için gerekli olan yapının oluşmasına önemli katkılar sunmuştur.” dedi.
Altun, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi esas itibarıyla, siyasetin günlük kısır tartışmalarından sıyrılarak, istiklal, istikrar ve istikbalimiz için büyük bir adım olmuştur. Kuvvetler ayrılığı keskin bir şekilde tesis edilmiş; idarede hızlı karar alma ve uygulama dönemi başlamış, denge ve denetleme mekanizması daha etkin bir hale gelmiştir.” ifadelerini kullandı.Altun, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bürokrasi, Türkiye’nin yarınları önünde artık bir engel değildir aksine Türk bürokrasisi büyük ve güçlü Türkiye için bir imkandır. Siyasetin stratejik vizyon ve hedefleri doğrultusunda hareket eden bürokrasimiz, bu bağlamda Türkiye’nin güçlenmesi, bölgesel bir güç ve küresel bir oyuncu noktasında yardımcı bir kuvvet olarak süreçlere katkı sunan önemli bir idari aygıt konumundadır.” dedi. Konuşması sonunda İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar tarafından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve İstanbul Valisi Davut Gül’e hediye takdim edildi.